[PDF] MUTEZ?LÎ S?YASET DÜ?ÜNCES?NDE DE????M SÜREC?: KÂDÎ





Previous PDF Next PDF



cle 9 ba!

8 juin 1977 Kheira bent Mohamed épouse Kadi Ali Bouchentouf



Direction de la Recherche et de la Valorisation

Ali KADI. Mélanie ROYAL (gestion EUR). Gaëtan HASSANI. Abdelkader BOUATTOU. Gestion financière des contrats de recherche : Thibaud NAEGELE. Lisa MANGEONJEAN.



III. LE PROCESSUS DE VENTE :

Enseignant : Mr Kadi Ali. III. LE PROCESSUS DE VENTE : Vendre est un art reconnu depuis longtemps qui a donné lieu de nombreuses analyses.



REPUBLIQUE DU NIGER Fraternité -Travail- Progrès COUR

29 avr. 2004 5 Ali Tassiou. Salifou Moumouni. 6 Kadi Alfari. Rakiatou Abdoulaye. 7 Ali Amadou. Abdoulkarim Sambo. 8 Hama Adamou Bindjo. Fati Alhassane ...



Bahaeddin Özki?inin Balkanlar ve Rumeli Üzerine Tarihî Romanlar?

Ozki?i presents Turkish idealists Kose Kad? Ali Bey





MUTEZ?LÎ S?YASET DÜ?ÜNCES?NDE DE????M SÜREC?: KÂDÎ

önemli ismi Kâd? Abdulcebbâr'?n imamet anlay??? ile ilgili sorular? Kâdî Hz. Ali ile ilgili ?mamiyye'nin delillerini sa?l?kl? bulmaz.



MANUEL DE MARKETING FONDAMENTAL

KADI Ali est maître assistant à HEC Alger. Recruté en 2009 il a enseigné les modules de la discipline marketing tels que : la gestion des ventes et 



Hedrin Once liquid gel

Teko?i gel Hedrin Once je spolzek. Dno kadi ali kabine za prhanje lahko ob uporabi teko?ega gela ali spiranju las postane spolzko zato bodite previdni.



BRE735/00 Philips Epilator za mokro in suho uporabo

Brezži?na mokra in suha uporaba v kadi ali pod prho. Edinstvena lu?ka zagotavlja da ne spregledate drobnih dla?ic. Priložena torbica

MU'TEZLÎ SYASET DÜÜNCESNDE DEM SÜREC:

KÂDÎ ABDULCEBBÂR'IN MÂMET ANLAYII

Osman AYDINLI

ÖZET

Mu'tezile, imamet ve siyaset konusundaki farklı eilimler nedeniyle Basra ve Badat ekolleri ya da efdaliyyeti savunanlar ve mefdûliyyeti savunanlar olarak iki ana damar

ı bünyesinde barın-

dırmıtır. Bu farklılamada Ali oullarının tercihi, mevcut siyasi ya- pıya karı oluan tavır, tarih ve toplumla uzlama gibi nedenler et- kili olmutur. Buna ramen ekol, imamete ilikin ba

ımsız bir du-

ruun sahibi olmu ve imamet düüncesini ortaya koyarken masıyla birlikte realist bir yaklaıma balanılması kaçınılmaz ol- mutur. Bu balamda, bu makale deiim ve etkileim sürecinin

ı ile ilgili soruları

cevaplamayı amaçlamaktadır. Anahtar Kelimeler: Mu'tezile, Zeydiyye, ia, imamet, hilafet, efdal, mefdûl, Kâdî Abdulcebbâr, Abbasî, be esas. THE DIVERSITY PROCESS IN THE MU'TAZILITE POLITICAL

THOUGHT: QADI ABD AL-JABBAR'S IMAMA NOTION

ABSTRACT

The Mu'tazila had two veins; the Mu'tazila of Basra and the Mu'tazila of Baghdad. In fact, one can describe these two veins as two subdivisions shaped around the issue of political theory. As contributing to this divergence, one should mention the constellation of factors of the preference of the Sons of 'Ali, the Mu'tazila's relationship with the government and then rapprochement with history and people. However, the Mu'tazilite thinkers carved out an original political attitude; in defining their imoema doctrine, they founded their imoema doctrine on the Koran, the practices of the Prophet and the Rightly Guided Caliphs and, historical experiences. In the beginning, they took quite an idealistic position in the matter of imoema; so they placed a great emphasis upon the notion of justice and set the bar high for the quality of leader by elevating them as high as to the level of the Prophets and virtuous caliphs in the past. However, the later incidents and circumstances challenged them to adopt a more realistic bearing. On this context, this article aims to reply to questions concerned with Qadi Abd al-Jabbar's imama thoughts. Key Words: Mu'tazila, Zaydiyya, Shiite, Islamic political theory, rule, 'al-usul al-khamsah. Doç. Dr., Gazi Üniv. Çorum lahiyat Fakültesi slam Mezhepleri Tarihi Ana Bilim

Dalı, oaydinli@yahoo.com

Osman AYDINLI

114

1. Giri

lardan incelenmi olmasına ramen imamete ilikin yaklaımı henüz adlı eserinin XX/1 ve XX/2. ciltlerinde geni bir ekilde imamet ku- rumunun gereklilii, temellendirilmesi, seçimde esas alınması gerekli ce, kendisine gelinceye kadar Mu'tezilî gelenekte imamet meselesinin caktır. ve nitelikleri konusunda Mu'tezile, daima en üstün olanın (efdal - üstün olanın (mefdûl mam) tayin olabilecei tezini kabul edenler ol- mak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır. Mezhep mensuplarının içinde doup gelitikleri siyasal, sosyal, ekonomik ve tarihsel koullar mev- cut anlayı üzerinde çok güçlü ve belirleyici bir etkide bulunmu; ekol bünyesindeki eilimlerin imamet konusundaki yapılanmalarının temelini tekil etmitir. niteliklere sahip kiinin yani en erdemli ahsın imamet makamına Hz. Peygamber'den itibaren gelen hilafet sıralamasını benimseme ve onların en faziletli imam oldukları iddiası oluturmaktadır. Bu eilim sahipleri, genelde tarihsel konu ve olaylarla ilgili olarak kararsız bir toplumdaki gerginlii yumuatma siyasetinin bir uzantısı olarak- hükmü Allah'a bırakmılardır. Efdâlin imameti fikri, Amr b. Ubeyd 1 cih sıralamasını aratırma ve fazilet sıralamasında ikinci planda ka- lanın imametini kabul esasına dayanmaktadır. ktidarda olması ge- 1 Naî el-Ekber, Mesailu'l-imame, tahk.: Josef Van Ess, Beyrut 1971, s. 51. Dinbilimleri Akademik Aratırma Dergisi V (2005), Sayı: 1 115
dilerinin efdal çerçevesine uymadıı için mefdul anlayıını gelitire- rek durumu idare etme cihetine gitmilerdir. Mu'tezile-Zeydiyye etki- leimi de, mefdul imamet anlayıının olumasındaki etkin sebepler- den biridir. Aslında bu husus, Ali oullarının tercihi ile yakinen ilgi- cü jenerasyonunu oluturan Badat Mu'tezilesi 2 içinde yer alan ve "Mu'tezile'nin zahitleri" olarak nitelendirilen grubun, imamete ilikin yaklaımının Zeydî tavırla ilikili olmasıdır. Her iki eilimde de Ali olmak etkili iken, dierinde siyasete mesafeli olma tavrı dominant etmendir. Mu'tezile-Zeydiyye etkileiminin kilit isimlerinden olan ve Zeydî Süleyman b. Cerir'in takipçileriyle ilikili olduu rivayet edilen rayla bir süre ilikili olmularsa da, kendilerine halifeden gelen tüm hediyeleri ve kadılık tekliflerini kabul etmemiler ve daha çok zahidane bir yaamı tercih etmilerdir. Dahası bazı uygulamalar ne- deniyle saray çevresini eletirmekten de geri durmamılardır. 3 Bu radikal eilimlerine karın Abbasi halifelerini meru kabul etme an- layıını sürdürmülerdir. Ebu Bekir, Hz. Ali ve dierleri hakkındaki tartımalara katıldıkları ve her eye ramen siyasi uzlama yanlısı oldukları anlaılmaktadır. 4 Esasen Zeydiyye, imamet hakkında farklı zaman dilimlerinde, farklı yaklaımlar içerisinde olmutur. Abbas oulları bir yandan isyancı Zeydî gruplarla mücadele halindeyken, dier taraftan Zeydiyye isimli yan ve bu tavırları nedeniyle Abbasi idaresine destek veren uzlamacı bir Zeydî grup olmutur. 5 rak da bilinen Badat Mu'tezile'sinden bir grupla mutedil Ali taraftar- ları olan Zeydîlerin birlikte hareket ettikleri ve imamet konusunda 2 Malatî, Kitabu't-tenbih ve'r-red alâ ehli'l-ehva ve'l-beda, tahk.Muhammed Zahid b. el-Hasan el-Kevserî, Kahire 1413/1993, s. 41; Ahmed Abdullah Arif, es-Sılatü bey- ne'z-Zeydiyye ve'l-Mu'tezile, takd. Muhammed Amâre Beyrut 1407/1987, ss. 66 vd. 3

Kâdî Abdülcebbâr, Fadlu'l-i'tizal ve tabakâtü'l-Mu'tezile, tahk.: Fuad Seyyid, Tunus

1406/1986, s. 283; bn Murtaza, Tabakâtu'l-Mu'tezile, tahk.: S. D. Wilzer, Beyrut

1380, ss. 73, 77.

4 W. Montgomery Watt, "The Political Attitudes of the Mu'tazılah", Journal of the

Royal Asiatic Society (JRAS), 1963, s. 51.

5 musallîn, tahk.: Helmutt Ritter, Wiesbaden 1980, s. 68; Badadî, el-Fark beyne'l- fırak, nr. M. Muhyiddin Abdulhamid, Beyrut, ts., ss. 32 vd.

Osman AYDINLI

116
Badat ekolünü, bu anlayılara biraz daha yakınlatırmıtır. 6 Fakat taya koymutur. mamete ilikin yaklaımlarıyla Sünni düünce eko- yakınlatırmıtır. 7 de Basra Mu'tezile ekolü, -Cubbaîler aracılııyla- onun balatmı ol- duu Sünnî anlayıa yakınlama sürecini tamamlamıtır. nemi, ekol adına yeni arayıların olduu ama yeni alanların olutu- titirme, geleneksel anlayıları yeni teorilerle güçlendirmeye çalıma ve konulara ayrıntılı incelikler ekleme uraının verildii bir zaman dilimi olmutur. mamet konusunda da Cubbaîler, ekolün anlayıla- rını temellendirmeye çalımılar ve yaadıkları çaın hakim anlayı- da bu paradigmanın yansımalarını beraberinde getirmitir. Gerçi Cubbaîler, daha çok iî anlayıa karı mücadele vermilerdir; ama na ramen bu mücadele karılıklı etkileimi de beraberinde getirmi- tir. Ama hem siyaseten hem de kelami açıdan güçlenen Sünnilik, bu etkileimde aır basan taraf olmutur. ehristanî, Cubbaîler'in ima- 8

Cubbaîlerin Kureyli bir kiinin imamete geti-

rilmesi konusundaki düünceleri de, Sünnî düünceyle 9 paralellik 6

skâfî'nin imamet anlayıı ile ilgili daha geni bilgi için bk. Osman Aydınlı, Mu'tezilî

mamet Düüncesinde Farklılama Süreci, Ankara 2003, ss. 161-8; Mehmet Ümit,

Hicrî Üçüncü Asırda iî-Mu'tezilî mamet Tartımaları, Basılmamı Yüksek Lisans

Tezi, Ankara 1996, ss. 78-94.

7 Ali Ebu Mülhim, "Mukaddime", Resailü'l-Câhız, s. 8; Câhız'ın imamet ve siyaset

Süreci, ss. 116-158.

8 ehristanî, el-Milel ve'n-nihal, tahk.: Muhammed Fehmî Muhammed, Beyrut

1990/1410, c. I, s. 71; Abdurrahman Bedevî, Mezahibu'l-slâmîyyin, Beyrut 1971,

c. I, s. 327. 9 Abdurrahman b. Ahmed el-cî, el-Mevakıf fi ilmi'l-Kelâm, Beyrut ts, s. 398; Mehmet Said Hatibolu, "slâm'da lk Siyasi Kavmiyetçilik "Hilafetin Kureyilii"", AÜFD, c.

XXIII(1978), ss. 172-186.

Dinbilimleri Akademik Aratırma Dergisi V (2005), Sayı: 1 117
arz etmektedir. Bu da Cubbaîlerin, iî imamet teorisine karı birlikte mücadele verdikleri Sünnî ekolün imamet anlayıından, hem metot 10

2. Kadî Abdulcebbâr ve Yaadıı Ortam

Cubbaîlerin son yıllarından itibaren Kâdî Abdülcebbâr'a kadar

olan yaklaık bir asırlık süreçte Abbasî iktidarı, güç kaybıyla birlikte

tam bir belirsizlik ve kaos yaanmaya balanmıtır. Badat'taki res- mî hilafet merkezinin yanı sıra, Kahire ve Kurtuba'da rakip hilafet merkezleri ve alternatif siyasî güçler ortaya çıkmıtır. Dolayısıyla hi- lafet kurumu itibarını yitirmeye balamı ve farklı güç odaklarının etkinlii artmıtır. Mu'tezilî düünce, bu kaos ortamında liderlik ve halifelik meselesini tarihin ve siyasi hayatın zorunluluklarına uygun Abdullah el-Hüseyin b. Ali el-Basrî'dir. Mu'tezilî imamet nazariyesi- nin temellendirildii ve detaylandırıldıı bu süreçte etkin rol oynayan Kâdî Abdülcebbâr madüddin Ebu'l-Hasan b. Abdillah el- Hemedanî Esedabadî, aslen Esedabat-Hemedanlı olup, daha sonra Basra'ya yerlemitir. Basra Mu'tezilesi'nden kabul edilen Kâdî Abdülcebbâr, Ebu shak b. Ayyâ'tan bir süre eitim almı; Badat'a gittikten sonra da Ebu Abdullah el-Hüseyin b. Ali el-Basrî'den ilim tahsil etmi ve i'tizale ilikin düünceleri de bu iki isimden almıtır. 11 benimsemi ve onu izlemitir. 12

Kâdî'nın, eyh Ebu Abdullah'tan da,

10

Cübbâîlerin mamet anlayıları için bk. Aydınlı, Mu'tezilî mamet Düüncesinde

Farklılama Süreci, ss. 201-255.

11 Hayatı ve ilmi kiilii ile ilgili daha geni bilgi için bk. Hâtıb Badadî, Ebu Bekir Saade 1931/1349, c. XI, ss. 113-115; Hakim el-Cüemî, erhu uyunu'l-mesail, tahk.: Fuad Seyyid, Tunus 1406/1986, ss. 365-369, ss. 382-391; bn Hacer, Lisanu'l-mizan, Haydarabâd 1331, c. III, ss. 386-387; Fuad Sezgin, Tarihu't-turasi'l- Arabî, Arp. çev.: Mahmud Fehmi Hicazî, 1403/1983, c. 1/4, ss. 81-84; Metin yatı ve Eserleri", MÜFD, c. IV(1986), ss. 117-136; Metin Yurdagür, "Kâdî

Abdülcebbâr", DA, c. 24, ss. 103-105.

12 ehristanî, el-Milel ve'n-nihal, c. I, s. 72; Yakut el-Hamevî er-Rumî, Mu'cemu'l-udeba iradu'l-erib ila ma'rifeti'l-edib, tahk.: hsan Abbas, Beyrut 1993, c. V, s. 407; Ebu Nasr Tâcu'd-Dîn Abdulvehhab b. Ali b. Abdulkafî, es-Subkî, Tabakâtu'-afiiyye, tahk.: Abdulfettah M. Hulv, Cize 1992, c. III, s. 304.

Osman AYDINLI

118
edilmitir. Daha sonra Asker ve Ramahürmüz'de tedriste bulunmu- 13 Abbasi halifelerinin zayıf duruma dümesi, bata Badat olmak lemanın faaliyetlerini tevik eden Büveyhiler'in hakimiyeti altına gir- mesine neden olmutur. 14

334/945'den balayarak iî askeri liderler

ailesi Buveyhî hanedanı bir asır boyunca Abbasi halifelerine hük- sürdürseler de, Abbasi halifelerinin hiçbir siyasi etkinlii kalmamı- karın dini gücü artmıtır. Halifeler yasama yetkisine sahip olmama- larına ramen er'i konularda pasif bir tutum sergilememilerdir. alanını belirleme yetkilerini yine kullanmılardır. 15 Büveyh oulları veziri Sâhib b. Abbâd'ın da, 16

Kâdî

deer vermi ve onu Re'y ehrine 367/977 yılında Kâdî'l-kudat ola- rak atamıtır. 17 Ayrıca Kazvin, Azarbeycan, Suhreverd, Kum, Cürcan, 18 Bu 13 Kâdî Abdülcebbâr, Fadlu'l-i'tizal ve tabakatü'l-Mu'tezile, tahk.: Fuad Seyyid, Tunus lamcısı Kâdî Abdulcebbâr, Hayatı ve Eserleri", ss. 130 vd. 14 bnü'l-Esir, el-Kamil fi't-tarih, Beyrut 1385/1965, c. VII, ss. 90 vd.; Celaleddin med Muhyiddin Abdilhamid, Beyrut 1989, s. 435. 15 Konuya ilikin daha geni bilgi için bk. W. Montgomery Watt, slâm'da Siyasal Dü- üncenin Oluumu -Hz. Muhammed'den Günümüze slâm'ın Siyasetteki Rolü, çev.: Ulvi Murat Kılavuz, stanbul 2001, s. 145; Erwin I. J. Rosenthal, Ortaça'da slâm Siyaset Düüncesi, çev.Ali Çaksu, stanbul 1996, ss. 42, 46. 16 Ebu Mansur Büveyh b. Ruknu'd-Devle b. Büveyh ed-Deylemî ve Fahru'd-Devle devam etmitir. ia Mu'tezile arası etkileim Sâhib b. Abbâd'in onsekiz sene devam olmutur. Daha geni bilgi için bk. Bedevî, Mezahibu'l-slâmîyyin, c. I, s. 337. 17 Subkî, V, 97; Josef Van Ess, "Mu'tazilah", Encylopedia of Religion, c. X(1987), New

York, s. 224.

18

Fadlu'l-'tizal, s. 122.

Dinbilimleri Akademik Aratırma Dergisi V (2005), Sayı: 1 119
19 si, 20 brahim b. Abdillah'ı Mu'tezile'nin üçüncü tabakasın- dan/jenerasyonundan sayması, 21
senet zincirine Zeyd b. Ali ve soyu- nu koyması ve bu anlayıın kendisinden sonra da sürmesi bu konu- 22

Ayrıca o, Zeyd b. Ali'yi, "ilmi, fa-

zileti, takvası ve ilim ve fazilet ehlinin kendisine halifelik biatı yap- ması"ndan dolayı bu makama layık olan imamlardan saymıtır. 23
med'den sonra en faziletli kiinin Ali olduuna hükmettiini naklet- mesi de, 24
ipuçları verecek niteliktedir. Bu husus, Kâdî Abdülcebbâr'ın 25

Bu noktada Kâdî

tadır.

3. Kadî Abdulcebbâr'ın mamet Anlayıı

lacak kaynaklar arasında erhu'l-usûli'l-hamse ve el-Munî fi ebvâbi't- adlı eserde, imamete dair bilgilerin fazla olmayıı ve bu eserin Kâdî Abdülcebbâr'a aidiyetinin tartımalı olması 26
sebebiyle onun imamet anlayıını tespitte daha çok el-Munî'deki fikirler üzerinde younla- acaız. el-Munî fi ebvâbi't-tevhid adlı eserin XX/1 ve XX/2. ciltle- 19 Badadî, el-Milel ve'n-nihal, tahk.Albert Nasrî Nader, Beyrut 1986, s. 129; Badadî, el-Fark beyne'l-fırak, s. 185. 20 Kâdî Abdülcebbâr, el-Munî fi ebvâbi't-tevhid, c. XX/II, tahk.: Abdulhalim Mahmud- Süleyman Dünya, Dâru'l-Mısrıyye, ts. , c. XX/2, s. 149. 21
bn Murtaza, Tabakatu'l-Mu'tezile, tahk.S. D. Wilzer, Beyrut 1380, ss. 226, 228. 22
bn Murtazâ, Tabakâtu'l-Mu'tezile, s. 7. Ayrıca Muhammed b. Abdillah ve brahim b. Abdillah hareketlerinin Zeydiyye-Mu'tezile ilikisi açısından deerlendirilmesi ile ilgili bk. Mehmet Ümit, Zeydiyye-Mu'tezile Etkileimi, Basılmamı Doktora Tezi, An- kara 2003, ss. 96-121. 23
Kâdî Abdülcebbâr, Munî, c. XX/2, s. 149. 24

Hakim el-Cüemî, s. 366.

25
Kâdî Abdülcebbâr, Munî, c. XX/1, ss. 38, 259. 26
Tartımalara dair geni bilgi için bk. Abdulkerim Osman, "Mukaddime", erhu'l usûli'l-hamse, ss. 27 vd.

Osman AYDINLI

120
rinde geni bir ekilde imamet kurumunun gereklilii, konmaya çalıılmıtır. temel inanç ilkelerinden biri deildir. mamet, halkın kararına bıra- kılmı kamu hizmet ve yararını ilgilendiren bir konudur. 27
imametin toplum açısından ihtiyaç olduu aklen deil nasslarla sa- bittir. 28
Ama imamın nitelikleri bilindikten sonra, biat ve seçim yo- karmıtır. Çünkü imamet nassla olsaydı, Allah tarafından geldii için oluması doru olmazdı. 29
Kâdî Abdülcebbâr'ın, imametin belirlenmesi noktasında kamu gamber'in nassla tayinde bulunmadıını gerekçeleriyle ortaya koy- kazanacaını ifade eder. 30
Kâdî Abdülcebbâr'ın imamet anlayıı çerçevesinde, imametin gerekli bir kurum olup olmadıı, temellendirmede üzerinde durula- cak hususların ne olduu, bu makama getirilecek ahısta aranacak olan nitelikler vb. balıklar vazgeçilemez tartıma konularıdır.

3.1. mametin Vücûbiyeti

ler beyan etmilerdir. mametin vacipliini ve bunu gerçekletirmenin ler, Mürcie, Mu'tezile'nin çou ve Ehl-i Sünnet ekolüdür. Bu anlayı- ın yanı sıra farz olduunu vurgulayıcı kesin bir nassın bulunmama- da olmutur. 31
velidir; onların ilerinde tasarruf sahibidir; bu sebeple slam toplumunun imama ihtiyacı bulunmaktadır. Bunun yanı sıra er'i 27
Kâdî Abdülcebbâr, Munî, c. XX/I, ss. 100, 227. 28

Kâdî Abdülcebbâr, Munî, c. XX/1, s. 100; lyas Çelebi, "Kâdî Abdulcebbâr", DA, c.

24, s. 108.

29
Kâdî Abdülcebbâr, Munî, c. XX/1, s. 100. 30
Kâdî Abdülcebbâr, Munî, c. XX/1, s. 345. 31

Daha geni bilgi için bk. Aydınlı, Mu'tezilî mamet Düüncesinde Farklılama Süre-

ci, ss. 43-107. Dinbilimleri Akademik Aratırma Dergisi V (2005), Sayı: 1 121
konularda da imama ihtiyaç vardır. 32
Mu'tezile, insan için iyi olanı yaratmasının, adaleti ve bilgelii vaciptir. Lütuf olan imamet, masum olan imamın imametidir. 33
lahî mını deerlendirmi ve imametin bir lütuf olup olmadıı meselesi ile de ilgilenmitir. O, tevhidi ve adli bilmenin tüm mükelleflere lütuf etmitir. Tüm mükelleflerin imamette lütufu bilmeleri mümkün de- ildir. Aslında bunun bilinmesi de yeterli deildir. Bu açıdan bakıldı-

ında imametin lütuf olması doru deildir.

34
mametin vacipliini savunan Kâdî Abdülcebbâr'ın dayandıı kanıtları u ekilde sıralamak mümkündür: varlıktır ve bu da birlikte yaamanın bazı kurallarla düzenlenmi ol- masını gerektirir. Bu kuralların dizayn edilmesi ve insanın bazı ge- reksinimlerinin karılanması gibi sebepler imameti gerekli hale ge- lik ve anlamazlık egemen olur. Bunun sonucunda doacak zararın 35
Sünnî yaklaım da bu husus, u ekilde ifade edilmektedir: "Yargıları uygulayacak, cezaları yerine getirecek, insanları koruyacak, yuvala- rını savunacak, askerlerini toplayacak, ganimet ve sadakalarını pay- latıracak, ezilenin hakkını alıp ezene yaptırım uygulayabilecek, her 36
koyduu ey dünya çıkarları türündendir. Zira onun kullandıı bu 32
Kâdî Abdülcebbâr, erhu'l usûli'l-hamse, tahk.: Abdulkerim Osman, Kahire,

1988/1408, s. 750.

33
bn Ebi'l Hadid, erhu nehci'l-belaa, nr. Muhammed Ebu'l Fazl brahim, Beyrut

1965, c. II, s. 308; Hasan Onat, "iî mâmet Nazariyesi", AÜFD, c. XXXII(1992), s.

96.
34
Kâdî Abdülcebbâr, Munî, c. XX/1, ss. 23-25. 35
Kâdî Abdülcebbâr, Munî, c. XX/1, ss. 17 vd., 31 vd., 41 vd. 36
ehristanî, Nihâyetu'l-ikdâm fi ilmi'l-Kelâm, s. 480.

Osman AYDINLI

122
37
tirmede ihmali olanların uyarılması, dini ifsad edenlerin yola getiril- mesi için bir imamın otoritesine ihtiyaç vardır. 38

Oysa Kâdî

Çünkü maslahat durumdan duruma, toplumdan topluma deiir. Bu, nübüvvetin alanına giren bir durumdur. Bu sebeple imametin er'i ihtiyaçtan dolayı sabit olduu fikri doru deildir. 39
mametin vacip oluunun kanıtlarından birisi de, adaletin sa- lanması hususudur. mamet, yerine getirilmesi vacip ve zorunlu olan nübüvvetin 40
bir anlamda devamı olduundan ilevi de, davet ettikle- ri, savundukları inanç ve düünce temellerini korumaktır. Kâdî Abdülcebbâr, imametin gereklilii konusunda aklen mi, yoksa sem'an mı gerekli olduu sorununu irdeler. Bu kurumun olsaydı, teklifle ilgili olurdu. Oysa imamet, dünyanın zarar ve menfa- atleriyle ilgilidir. 41

Sorumlu birey, mükellef olduu hereye muktedir

kılınmıtır; imam olsun ya da olmasın her halukarda kii yükümlü olduu her eyi yapabilir. Bu gerekçe imametin var oluu ile ilgili de- im olur. Allah tüm bunları yapmaya güç yetiren akın bir varlıktır. ları gerekirdi. Oysa imam bu ikisine muhtaçtır. Kâdî Abdülcebbâr'a 42

Akıllarda onun isbatı, ne

ıztırari ne de iktisabî olarak mümkün deildir. Çünkü akıllar çeitli- 37
Kâdî Abdülcebbâr, Munî, c. XX/1, s. 77. 38
Badâdî, Kitabu usulu'd-din, Beyrut,1981/1401, ss. 271 vd. 39
Kâdî Abdülcebbâr, Munî, c. XX/1, s. 22. 40

Kadî Abdulcebbâr, el-Munî fi ebvâbi't-tevhid, tahk.: Emin el-Hulî, Dâru'l-Mısrıyye

1960, c. XV, s. 19.

41
Kâdî Abdülcebbâr, Munî, c. XX/1, s. 17. 42
Kâdî Abdülcebbâr, Munî, c. XX/1, ss. 18 vd. Dinbilimleri Akademik Aratırma Dergisi V (2005), Sayı: 1 123
cek, bir kısmı adil kabul edecek, dier bir kısmı da reisliini iptal e- dip azledecektir. 43
ini savunanlara da karıdır. Özellikle hadlerin uygulanması nokta- sında Kur'an'dan gelenlere (sârik-zânî) 44
dayanılarak imama gerek olduu savunulmutur. 45
Kâdî Abdülcebbâr'ın bu anlayıa getirdii er'i ilkelere tabi olmamak gerekir. 46
mametin gerekli bir kurum ol- ze akıl yoluyla ulaırız; ama onları gerekli kılan otorite netice iti- bariyle vahiy/sem'idir. u hâlde bir bilginin dinî zorunluluk (vücûb) ifade etmesi için, onun hakkında dinî bir hükmün bulun- ması gerei vardır. Eer imamet vacibtir deniyorsa bu iddianın dayandıı iki argü- man vardı: mamet ya aklın ve insanî sosyal deneyimin gerei vacip- tir; ya da din açısından vaciptir. Din açısından vacib olmasının an- lamı, imameti emreden açık bir nassın bulunmasıdır. Oysa nass bu konuda açıkça ve dorudan, onu kastederek imameti vacib daki vücûbu da, terk edilmesi durumunda günaha düülen bir ge- reklilik olarak anlamak mümkün deildir. Kâdî Abdülcebbâr, imamet kurumunun gerekli olup olmadıı ancak pratik ve kaçınılmaz bir iliki bulunduunun altını çizmekte-

3.2. mametin Temellendirilmesi

Kâdî Abdülcebbâr, imameti temellendirmede Kur'an, Sünnet, hilafete geli eklini model olarak almaktadır. ekillenmesinde iî imamet nazariyesine karı verdii mücadelenin a'ya 47
muhalif bir tavır sergileyerek bu konuda aırılıa dümü ol- 43
Kâdî Abdülcebbâr, Munî, c. XX/1, s. 29. 44

Mâide, 5/28; Nûr, 24/2.

45
Kâdî Abdülcebbâr, Munî, c. XX/1, s. 41. 46
Kâdî Abdülcebbâr, Munî, c. XX/1, s. 42. 47

Badâdî, Kitabu usulu'd-din, ss. 284 vd.

Osman AYDINLI

124
da açık olurdu. Açık bir nass olsaydı dinin temel esaslarından olan Gizli olmasına gelince bu konuda bazı ipuçlarının olması gerekirdi; bu konuda bir bilgi yoktur. Sahabe de bu konuda bilgi sahibiquotesdbs_dbs1.pdfusesText_1
[PDF] kamel maghrebi telephone

[PDF] kanak définition

[PDF] kanak et caldoche

[PDF] kanak l'histoire oubliée

[PDF] kandidacijske liste bjelovar

[PDF] karine major

[PDF] karl jaspers introduction ? la philosophie explication de texte

[PDF] karting le mans 2017

[PDF] kata 2eme dan karate shotokan

[PDF] kbis changement adresse gérant

[PDF] kedge admission

[PDF] kedge bordeaux avis

[PDF] kedge bordeaux prix

[PDF] kedge business school marseille

[PDF] kedudukan tap mpr menurut uu no 12 tahun 2011